Contemporary İstanbul

İstanbul Contemporary, 7-10 Ekim 2021 aralığında gezilebilecek etkileyici sanat fuarları arasındaydı. Sanat fuarı, 16. Edisyonunda Haliç Tersanesinde gerçekleşmiştir. Özellikle sergilenen eserlerin mekan ile ilişkisi; çağdaş sanat ve kültürü birleştirir. Farklı bölümlerden oluşan fuar çeşitli eserler içermektedir. “The Yard” kısmında 30 farklı sanatçının eserini, “Flags of Future” bölümünde Rachel Hayes’in eserlerini, önemli sanatçılarımızdan olan İlhan Koman’ın eserlerini, Akrasia kısmında 15 kadın sanatçının eserini ve Sıtkı Kösmen’in “Bodrum Sevgisi” fotoğraflarına ev sahipliği yaptı. Bu eserler, sanat ve kültürü bir araya getirirken sürdürülebilirlik temasını da gözler önüne seriyordu. 

Sanatın sunulma şeklinin, eserin öne çıkmasına olan etkisinin örneklerinden olan İstanbul Contemporary özellikle mekan olarak Haliç Tersanesini seçmiştir. Bu mekanın, ziyaretçilerde geçmiş hissini yaratması ve sahip olduğu kültürel önem ile içerdiği modern eserler birbirini tamamlayan duygular oluşturmuştur. Yenilenmenin ve zor zamanlarda ayakta durmanın değerini bilen İstanbul Contemporary; sanatçı, galeri ve konuklara sürdürülebilir bir gelecek fikrini iletirken bir yandan da gelişmekte olan sanatın insan, şehir ve geçmişle bağlantısını kurmuştur. Kapsamlı bir sunum ve etkileyici eserler ile konuklarda eşsiz bir deneyim yaratılmıştır.



Saat Kaç?

9 Şubat 2020’ye kadar gezilebilecek sergilerden biri olan “Saat Kaç?” ziyaretçilere güzel bir deneyim katacaktır. Emre Baykal ve Eda Berkmen küratörlüğünde düzenlenen “Saat Kaç?” Arter’in 3. ve 4. katlarında sergilenmekte. 34 sanatçının 44 eserini bir araya topladı. Zaman, mekan ve bellek kavramlarını yorumlayan sanatçılar çağdaş & modern sanata önemli yapıtlar katıyor. 

Sergide; Karşı Müzik, Unplugged Serisi, Fransız Saati Televizyonu, Dışarı çıkmadık, çünkü hep dışarıdaydık/İçeri girmedik, çünkü hep içerideydik, Karanlığın İçinden İmgeler gibi yakın zamanda yapılmış sanat eserleri bulunuyor. Görenlere ve inceleyenlere yeni kapılar açan yapıtlar; resim, heykel, film formatlarında yoğunlaşmış. Yer, zaman ve belleği ele alan eserler nihilist ve şüpheci bir bakışla yansıtılıyor. Sergide sanatçıların düşünce ve duygularıyla başlangıç ve sonların birleşmiş olduğu, amaçsızlığın amacı, mekanın kırılması, sonsuz zaman döngüsü, aynılaşan toplumdan dışlanma, kamulaştırma gibi içerikli eserler bulunuyor. Sergilenen eserler bir bütün oluşturmakta ve temanın üzerinde birbirlerini tamamlamakta. 

“Saat Kaç?” Türk ve dünya çağdaş, modern sanat eserlerini bulundurmakla beraber insanları düşünmeye iten, kaçırılmaması gereken bir sergi. “Saat Kaç?” ziyaretçilerinin zaman, mekan ve bellek algılarının sınırlarını zorlayarak onları alışılmışın dışına; soyut bir evrene götürüyor.

16. İstanbul Bienali

14 Eylül – 10 Kasım tarihleri arasında düzenlenen ve sanatseverlere kaçırılmaz bir deneyim sunan İstanbul Bienali, bu yıl Yedinci Kıta teması üzerine gerçekleşiyor. 25 farklı ülkeden 56 sanatçının eserlerinin yer aldığı bienal, Yedinci Kıta’ya yani plastik bardak, poşet gibi atıklardan oluşan 3.4 milyon kilometrekare genişliğindeki ada üzerine dikkat toplamak ve farkındalık yaratmak için önemli bir platform oluşturuyor.

Yedinci Kıta, çevre temasının farklı yorumlarını bir noktada birleştirmek ile beraber insan teması üzerinde de duruyor. Çevreye verilen zarar, insanın doğaya etkisi, farklı kültürler, insan doğası, insan tanımı gibi konular ele alınıyor. Pera Müzesi geçmişe dönük resimler ve heykeller sergilerken MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi çağdaş sanat eserleri ile Bienal’e özel üretilen eserler sergilemekte. Bunun yanında labirenti andıran, oklarla yön gösteren ve odalardan oluşan bir yapıya sahip.

Sanatçıların günümüzdeki ekolojik ve sosyal sorunlar üzerine düşüncelerini yansıtan eserler ziyaretçilere yeni bakış açıları kazandırıyor.

Abrakadabra

Halil Altındere’nin “Abrakadabra” sergisi 11 Eylül 2019 tarihinde Yapı Kredi Kültür Sanat Binası’ndasanatseverlerle buluştu. Serginin küratörlerinden biri ve hatta sergi kataloğunun yazarlarından Honu Hanru da konuşma yapacak. Yapı Kredi 75. yaşını kutlarken “75. Yıl Sergileri” adı altında birçok etkinliğe ev sahipliği yaptı. Abrakadabra 3 Kasım’a kadar devam edecek. Sergiyle eş zamanlı olarak da dünyaca ünlü küratörler ve yazarların Abrakadabra’ya özel olarak yazdıkları yazıları içeren bir sergi kitabı da yayımlanacak.

Halil Altındere.

Abrakadabra’nın sanatçısı bir sihirbaz, eserleriyse sihir malzemeleri olarak karşımıza çıkıyor. Sahnesiyse sergi alanı oluyor. Altındere son dönemde ortaya çıkardığı üç boyutlu bütün işleri ziyaretçilerine sunuyor. Sergi, Altındere’nin bronz işlerini, enstalasyon çalışmalarını ve hiper-realistik heykellerini bir araya getirirken hayal dünyası ve gündelik yaşamın gerçekliği arasındaki sınırın gücünü sorgulayan birçok eserden oluşuyor. Aynı zamanda sergi boyunca ünlü sihirbaz “QB”, Kubilay Tunçer, çeşitli tarihlerde hem yetişkinlere, hem de çocuklara özel olarak sergi salonunda performanslar ve sanat-sihir bağlantısıyla ilgili söyleşiler gerçekleştirecek.

TRT World’ün Abrakadabra sergi tanıtımı.

Altındere Abrakadabra’yla ilgili yaratıcılık ve absürdün bir arada bulunduğu sokak ve popüler kültürün bir arada bulunduğunu anlatıyor. Sergiyi gezen herkesin, sergi içindeki eserlerde kendinden bir parça bulacağına inanan sanatçı gündelik hayatın içinde sıradan görünen bir nesne, normal bir durum ya da bizim için olağanlaşmış durum ve nesnelerin aslında oldukça ilginç olabileceğini savunuyor. “İşte bu sergide kimi sıradan nesnelere, durumlara küçük müdahalelerde bulundum ve abrakadabra! Bu sıradan nesneler artık sıra dışı.

Abrakadabra sergisinden.

Altındere bir röportajında balmumunun aslında yapısı gereği çok pahalı bir malzeme olduğunu, bu yüzden balmumu heykellerin de aslında hep ünlü ve tanınmış isimler için yapıldığını anlatıyor. Bu sergide balmumu heykellerle sokakta her gün görebileceğiniz tiplemelerin olmasının sebebi de meşhur sözcüğünün anlamını değiştirme çabaları. Altındere genel olarak çok rahat ve kolay bir şekide anlaşılan bir sanatçı olarak görülüyor ve bu durumdan da gayet mutlu olduğunu belirtiyor. Amaçlarından birinin de aslında bu olduğunu söylüyor.

Her sergisinde kıyıdan köşeden görülen mizahın aslında insanların en önemli silahlarından biri olduğunu öne sürüyor çünkü mizahın günlük hayatımızda görmediğimiz şeyleri gözler önüne serdiğini ya da günlük hayatımızda gördüğümüz ama o kadar da önem vermediğimiz şeyleri daha dikkatle gözden geçirmemiz gerektiğini gösterdiğini düşünüyor.